2023-07-31

AVUNTU MU

  -  AVUNTU MU?

.  Toplumda hiçbir sorun yokmuş gibi, çok rahat ve ferah yaşıyormuş gibi düşünüp, üzerine hiçbir endişe almadan, mutlu ve varsıl gibi davranan ne kadar çok insan var…

.  Kısa ve artık hep de ayni olan pazar fiyatları tartışmalarına da son vermiş gibiler.

.  Haberlere ve günlük tartışmalara da bakmadan, ülke gerçeklerini yok sayarak yaşayan ne kadar çok insan var…

.  Bu bir çaresizlik ve gerçeklerden kaçış mıdır?

.  Umursamazlık ve duyarsızlık mıdır?

.  Kendi konumumdan baktığımda açıkça görüyorum: Sorunları ve ülkenin durumunu pek ciddiye alan yok gibi, yazılanları okumak zahmetine bile katlanmıyorlar.

.  Yalnızca “beğenilmeler, hoş resimler, börtü, böcek ve mutluluk göstergeleri”… ile günlük iletişimlerini tamamlayan milyonlar…

.  Cahillik, yoksulluk… kavramları bile artık başka açıklamalar ve yorumlar bekliyor.

.  Okullara gitmiş, diplomalar almış, meslek kazanmış milyonlarca insan da ayni durumda; gerçekleri “kabul edememe” ve “çaresizlik” içerisinde geçen zamanları ile bir “avuntu” içerisindeler.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.31

 

2023-07-30

HUKUK DEVLETİNİ İSTEMEK GEREKİR

-  HUKUK DEVLETİNİ İSTEMEK GEREKİR

. Sorunlara “gerçekçi” çözümler bulmak ve “zamanında” bu yolda çaba ve emek harcamak yerine “beğenilme” ve “gösteri” yapmak üzere ortalığa çıkmak nasıl bir duygudur.

. TC. Anayasasının verdiği hakları ve sorumlulukları uygulamak zorunda olanları göreve çağırmak ve özellikle siyasi partilerin başta olmak üzere hukuk devletini istemek gerekir.

. Ormanlar da ancak böyle korunur.

.   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.30

 

2023-07-28

ZENGİNLİKLER YOK EDİLİRKEN

 . - DOĞAL ZENGİNLİKLER YOK EDİLİRKEN

·         Ağaçların kesimine, ormanların ve ülkenin doğal varlıklarının yok edilmesine KARŞI çıkabilecek kaç tane, hangi milletvekilleri vardır?

·         Bunlara karşı çıkabilecek milletvekilleri TBMM’nde neler yapabilir?

·         Neler yapmalıdırlar?

·         En önemlisi ise bu yapılanlar ve verilen izinler yanlış değil midir?

·         Yanlış ise neden “zamanında” engel olunmamıştır?

·         Muhalefet partileri ve sağ duyulu milletvekilleri bu konuda neden zamanında ve yeteri kadar çalışma yapmıyor?

.      Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.28

 

BÜYÜK OYUNLARI GÖRMEK

 -  BÜYÜK OYUNLARI GÖRMEK

. Her yandan yapılan saldırılar ve yaratılan kargaşalar ile “tüm kazanımlar ve Atatürk devrimleri, ülkenin bütünlüğü” hedef alınmış gözüküyor.

. Çektiği tüm sıkıntılara rağmen nüfusun çok büyük bir bölümü ne yazık ki bunların temel nedenini anlayamıyor ve “bir değişim”, bir “demokratik düzen” istediği de yok.

. Seçmen dediğimiz büyük kesim ortada var olan düzene oy veriyor ve başkasını da düşünemiyor.

. Halkın çok büyük kesimi iktidarın etkisi altındaki basın, yayın kurumlarından kendilerine sunulanın dışında bir bilgi ve düşünceye sahip olamıyor.

. Tüm yapay gündemlerden, boş tartışma ve çekişmelerden uzak durup, ülke üzerinde oynanılan büyük oyunları anlamaya çalışmak gerekir ki ulusal güçler ile birlikte ortak mücadeleye gidilebilsin.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.24

 

 

2023-07-27

İLAÇ ŞİRKETLERİNİ SATIYORLAR

 -  “İLAÇ ŞİRKETLERİNİ SATIYORLAR”

·         Türkiye'nin büyük yerli ilaç firmaları yabancılar tarafından satın alınıyor.

·         Türk ilaç endüstrisinin köklü olan ulusal şirketleri açıkça küresel firmalar tarafından yutuluyor.

·         Bugünün, halkın sağlığı ve gelecek kuşakların sağlığı ile doğrudan ilintili olan İLAÇ konusu, üretme, dağıtma ve yerlilik konularıyla birlikte aslında son derece stratejik bir alandır.

·         Ulusun, devletin varlığı, güvencesi, direnç ve sağlığı ile doğrudan bağlantılı olmasına rağmen para karşılığı birçok ilaç şirketi yabancılara rahatça satılabiliyor.

·         Özgürlükçü, bağımsız ve demokratik bir devlet olmanın temel ilkeleri ve sağlayacağı tüm güvenlikler ise bu yol nedeni ile büyük tehlike altına itiliyor.

·         En başta konu ile ilgili STK ve muhalefet partileri, aydınlar, bilim insanları duyarlı olmalı ve hatta karşı çıkabilmeli idi...

·         Şu an en stratejik konularda güvenlik alanlarında bile ulusal çıkarların korunamaması son derece tehlikelidir ve endişe vericidir.

·         Evet, çok büyük sıkıntılar, sorunlar hemen hemen her alanda görülmekte ve çözümsüzlük ise gittikçe hızlanmaktadır; buna ek olarak ilaç şirketlerinin satılması ise ayrıca bir tehlike yaratmaktadır.

.     Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.27

******************************************************************************


 

2023-07-23

HER AN YENİDEN

 -  HER AN YENİDEN KAVRANMALIDIR

. Yıllardır hep söylenir ve bir bahane olarak ileri sürülür, birilerini suçlamak için de kullanılır:

.    "Dış güçler…"

·         Kimdir bunlar, kimlerdir, diye araştırma, inceleme yapan oldu mu, bilinmez.

·         Dünyayı “ekonomik, stratejik ve siyasi” anlamda yöneten “aileler” ve bunların kurduğu örgütler, vakıflar, basın ve düşünce kuruluşları, finans kuruluşları, lobiler… vardır ve bunlar sanki her “taşın altından” çıkacaktır.

·         Bu aileler ve etki ve çalışma alanları, kuruluşları  araştırıldığında herkes kaynak bulup, “bilgi” edinilebilir.

·         Buna rağmen ülkeler ve halkları sanki ülkelerinde yalnızca kendileri her şeye hakim ve belirleyici imiş gibi düşünüp, davranabiliyorlar; zaten istenilen de bunu böyle sanmalarıdır.

·         Sorunların kökenini, nedenlerini, etkileyenleri, tetikçilerini, işbirlikçilerini… görüp, bilip, anlayamadığımız için de ortada görülen figürler ve kişiler üzerinden anlamaya çalışıyoruz.

·         Uzun yıllardır sistematik olarak geliştirilmiş ve uygulanmakta olan zihin kontrolü ve algı operasyonları yanı sıra ülke içinde açılmış çok çeşitli kuruluşlar aracılığı ile de bugün “tehlikeli bir aşamaya” girmiş bulunmaktayız.

·         Kime, kimlere, hangi kuruluşlara güvenebileceğimizi bilemez duruma geliyoruz.

·         Dijital çağın getirdiği kolaylıklar ile çok rahat yönlendirilebilen “halk” her bir yönden sarılmış ve bilgi-reklam-tanıtım … sarmalı altında kalmış durumdadır.

·         Zamanını ve enerjisini, olanaklarını ise genelde anlamsız, boş ve gereksiz “şeylerle” harcamaktadır.

·         Sağlıklı, bilinçli ve de ulusal çıkarları koruyabilecek tutumlara, davranışlara nasıl girilebilecek?

·         Sıradan insanları aşan ve de “işbirlikçilerin” her yerde yaygın olduğu bu son durum “ulusal birlik ve bütünlük” için son derece “endişe” vericidir.

·         Aranılan yorum ve yanıtlar EY TÜRK GENÇLİĞİ’nde bulunmaktadır.

·         GENÇLİĞE SESLENİŞ her an yeniden okunmalı ve içselleştirilmelidir.

.        Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.23

 

 

 

2023-07-22

TARİKATLAR

-  TARİKATLAR

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 100. yılına geldiğinde son dönemin en çarpıcı gerçeği ortaya çıktı.

Aslında çok uzun yıllardır oluşan ve yayılan, gelişen apayrı bir dünya gündeme gelmeye başladı.

Tarikatların ne denli güçlü olduğu, halkı nasıl kendilerine çektiği ve örgütlenme modeli üzerine bilgiler, videolar, yazılar, konuşmalar… ortaya çıktı.

Ne yazık ki çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek hedefi olan Türkiye tam tersi bir yola girmiş ve din adı kullanılarak yapılan örgütlenmeler ile siyasi, finansal, medya ve toplumsal güç oluşturmaları gün yüzüne çıktı.

Milyonlarca yurttaş tüm bu gerçeklerden bu yapılanmalardan habersiz ve hiç de ilgilenmeksizin yaşamlarını devam ettirip, çağdaşlaşma hayalleri ile yıllarını geçirdiler.

Tüm bu yapılanmaların anayasaya, yasalara, hukuk devletine ne denli ters olduğunu çok iyi bilmesi ve konunun üzerine gitmesi gereken devlet görevlileri ise nedense hiçbir tepkide bulunmamışlar.

Uzun yıllardır tarikatlar büyük bir hızla yayılır iken ne yazık ki iktidarlar hep onlardan yana olmuş ve devlet olanaklarını da onlara sunmuş.

Öte yandan “demokrasiye bağlı” olduğunu düşünebileceğimiz muhalefet, siyasi partiler, STK, meslek odaları, üniversiteler, aydınlar… hiçbir tepkide bulunmamış.

İnsan haklarına karşı uygulamaların da olduğu, insanların çeşitli yöntemlerle etki altına alındığı büyük bir algı-zihin operasyonları uygulandığı artık bilinen gerçektir.

Az bile olsa ülkenin geleceği, toplumun sağlıklı ve huzurlu olabilmesi için, demokratik devlet uygulamalarına sahip olabilmek için bizlerin bu konu üzerine “araştırmalar, bilgilenmeler” yapabilmemiz çok da zor değildir.

En önemlisi ise boş vermemektir ve bu yapılanmaların “tehlikeli olduğu” gerçeğini ciddiye almaktır.

Devlet, yargı, adalet mekanizmaları da (dediğiniz gibi) üzerine düşeni bir an önce yerine getirmelidir.

Araştırma kitapları, gazeteler, TV haberleri, youtube, Google, VİDEO kayıtları… üzerinden konu ile ilgili araştırmalar yapılabilir.

Yapılmalıdır…

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.23, G.

 

DOLANDIRICILIK

-   DOLANDIRICILIK

. Hukuk sayesinde ülkedeki tüm insanlar hırsızlığa, dolandırıcılığa ve kandırmaya karşı korunur.

. Hukuk devleti çağdaş ölçütler ile ülkenin insanlarını hırsızlara, dolandırıcılara karşı korumalıdır ve onların haklarını arayabilmelidir.

. Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun ya da başkasının zararına olarak kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına denir.

. Yani dolandırıcılıkta, aldatmayla bir kimsenin zararına bir başka kimseye yarar sağlanır.

. Yargıtay dolandırıcılık suçu için şu tanımı kabul eder:

-  Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 6763 sayılı kanun ile arttırılarak TCK md. 158'de yeniden düzenlenmiştir. Buna göre nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen fail, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

- “Dolandırıcılık suçu kaynağını hırsızlıktan alan, ticaret ve sanayideki çağdaş ve aynı zamanda küresel, karmaşık ekonomik ilişkilerin ortaya çıkardığı bir suç tipidir.” (Y-CGK, 1998/6280 E., 1998/359 K.)

. Dolandırıcılık suçu TCK m. 157 vd. hükümlerinde düzenlenmekte olup suçun oluşumundan bahsedebilmek için birtakım şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir. 

. Nitelikli dolandırıcılık suçu suçun temel halinin daha ağır cezayı gerektiren şeklidir.

. Nitelikli dolandırıcılık TCK m. 158 ve TCK m. 159 hükümlerinde düzenlenmiştir.

- Dini inançların istismar edilmesi suçu nitelikli dolandırıcılık suçu örneğidir. Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinde nitelikli dolandırıcılık suçunun kapsamları incelenmiştir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun dinin istismar edilmesi halinin söz konusu olabilmesi için dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir.

. Nitelikli dolandırıcılıkta dini inançların istismar edilmesi suçundan bahsedilebilmesi için dini kurallara tabi kişilerin önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmış olmalıdır

. Din duyguları istismar dilmiş bireyin mensup olduğu din, mezhep, yol ve inanış türünün çeşitliliği fark etmemekte her şekilde dini duygular sömürülmüştür

. Esas itibariyle nitelikli dolandırıcılığın bu türünde din, bir aldatma aracı olarak kullanılmaktadır.

. Tüm bunların çağdaş bir hukuk devletinde adil yargı makamları tarafından bağımsız mahkemelerce kovuşturulması ve suç unsuru bulunması durumunda ise cezalandırılması gerekir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.15

 

2023-07-20

BÖLMEYİ PLANLAMIŞLAR

 -      BÖLMEYİ PLANLAMIŞLAR

. Son yıllarda yine “algı-zihin operasyonları” çalışıyor ve etkisini artırıyor.

. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde birçok inişler, çıkışlar, yaklaşmalar, uzaklaşmalar, tartışmalar görüldü.

. Sonucu çok önceden çok ince planlanmış bir operasyon gibi geldi ve gerçekleşti.

. Ardından beklenilen, beklenilmeyen yeni gündemler, yapay gündemler çıktı ve yoğun tartışmalar oluşturuldu.

. Parti, lider, ilke, siyaset, ideoloji ve kişiler… tartışıldı.

. Tartışmalar, suçlamalar, karşı çıkışlar hızla geliyor.

. Bu gidişe bakılırsa “büyük ve güçlü olması, demokrasinin en büyük savunucusu olması gereken ve birlik içerisinde ülkenin yeniden” “çağdaş uygarlık hedeflerine doğru gidebilmesine önderlik yapacak” parti büyük bir hızla “BÖLÜNMEYE” sürükleniyor.

. Nasıl ki her ideoloji ve her köklü parti zaman içinde hizipleştirilerek bölünmüş ve parçalar ayırtılmışsa…

. Bu tehlike Atatürk’ün kurduğu parti için de ortada…

. Buna karşı durabilecek ve de tüm güçleri toplayıp, birleştirmeye, güçlenmeye gidebilecek kimler varsa öne çıkmalı ve akıllıca duruma etkide bulunmalı.

. Her geçen gün tehlikelere çok daha hızla yaklaşılıyor!

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.21


2023-07-18

ARAŞTIRMAK VE YAZMAK

 - ARAŞTIRMAK VE YAZMAK

. Gerçek bir "okuryazar" olmadan, düşünce ve fikirlerini yazmadan, araştırma ve incelmeler yapmadan aydın ve entelektüel olmak "çok zordur".

. Toplumun okuyabilen ve yazabilen kesimi yüzde kaçtır?

. Kalkınma yolunda olmak ve bunu hedef almak isteyen bir ülke olmadığımız gibi, çağdaşlık ve uygarlık kavramlarını da anlayabilmişlerin çok az olduğu bir toplum durumundayız.

. Kitap-kitaplık ise çok küçük yaşlarda başlar.

. Yaşam boyu devam eder ve bir yaşam biçimi durumunu oluşturur.

. "Kitapla yaşamak" bir gerçek seçimdir ve bunu anlatabilmek ise pek de kolay değildir.

. Bir de son yıllarda toplumsal kültürel çöküşün de hız kazanmasıyla çok üniversite ve çok diploma ortaya çıktı....

. Kişisel gelişimini önemsemeden, emek harcamadan "çok bilir" ama hiç de algılayamamış, bilinçli de olmayan diplomalı bir önemli kesim oluşmuştur.

. Her şeyi ama hep sözlü olarak duyan, öğrenen, ezberleyen ve kendini bilgili "sanan" çok da hoş-sohbet kesim ne yazık ki ne dünyanın durumunu ne de ülkenin gerçek durumunu bir türlü kavrayamamıştır.

. Bence bugün bir kişiyi iyi ve doğru tanımak istiyor isek ilk önce onun kendi özel kitaplığını incelemek gerekir....

. Araştırma, inceleme, eleştiri ve sorgulamaya yönelik öğrenme amaçlı her türlü okuma yoluyla insan kendini, aklını ve kişiliğini geliştirir.

. Ancak, toplumda bu yolla gelişmiş kişiler arttıkça da kalkınan, çağa uygun toplum olabiliriz.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.18

 

2023-07-17

DEMOKRASİNİN YOLU

-   DEMOKRASİNİN YOLU

. Sol, sosyal demokrat, demokrat, çağdaş, modern ve dolayısıyla da laik… olduğunu belirten siyasi partiler ve onların yöneticileri, üyeleri "tarikatlarla, cemaatlerle olan" ilişkilerini hep saklı tutmuşlardır sanıyorum.

.  Ama biraz araştırma yapanlar, gazeteciler bu ilişkileri, taziyeleri… bulup, ortaya çıkarıyorlar.

.  CHP yaptığı sağ ittifak ile sağ partilere olan yaklaşımını göstermiştir.

.  Kendi içindeki tartışmalar ve güçler çatışması çok zaman yitirilmesine neden olmaktadır.

.  Seçmenin güveni yitirilmiştir.

.  Oyalama ve yapay gündem oluşturmalar ile yerel seçimlere nasıl gidilecek?

.  Cumhuriyet kazanımlarını ve Atatürk devrimlerini ciddiye almadan, umursamadan başka çizgilerle iş birliği yapıldığında ülkenin demokratik bir yola girmesi olası değildir.

.  Partiler üstü ve Atatürk milliyetçiliğine dayanan bir birleşme ve mücadele kesinlikle gereklidir.

.  Ülkenin kurtuluşu buna bağlıdır.

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.17

2023-07-16

DİN, DÜNYA VE GÜÇ

 -  DİN, DÜNYA VE GÜÇ ADINA

. “İnanç, din adına” ÖRGÜTLEME örnekleri:

. Türkiye'nin kendi içinden çıkan sistematik çalışma artık iyice ortaya çıkmıştır:

. Bu MODEL daha önce tüm dünyada uygulanmış örnekleri ile tanınır:

. "Opus Dei Tarikatı” bunların en “başarılı” olanlarından biridir.

. Türk toplumu en baştan dünyaya açık olsa ve de eleştirel, araştırmacı davranabilse idi, olup, bitenleri ve bu tür sistemi, ardındaki güçleri kavrayabilirdi...

. En yakın bilgi kaynaklarından çok bilgi edinmek olasıdır:

. Merak edin ve araştırın: İLLUMİNATİ, Opus Dei Tarikatı, KURU KAFA VE KEMİKLER TARİKATI, TRİLATERAL KOMİSYON, MOON Tarikatı…

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-21.07.03-E

2023-07-15

PARTİLER ÜSTÜ BAKIŞ

 -  PARTİLER ÜSTÜ BAKIŞ

. Türkiye Cumhuriyeti temel kuruluş ilkeleri ve çağdaş uygarlık hedefleri ile bağımsızlıktan ve demokrasiden yana tutumu ile bugünlere değin geldi.

.  Son onar yıllık dilimlerde toplumsal, politik ve ekonomik dengeler artan bir biçimde bozuldukça sorunlar ve sıkıntılar da hızla arttı.

.  Özellikle ortada yüzeysel olarak görülen bir İslamlaştırma, din devleti özentileri ve yanı sıra Arap kökenlilerin ülkeye girişleri ve yerleşmelerine izin verilmesi gibi araçlarla, mekanizmalarla oluşan bir yeni görüş oluştu.

.  Çağdaş ve yurtsever eğilimli kişiler sorunun kökeninde ülkenin araplaştırma altında olduğunu düşünmektedir.

.  Görünüş bu olsa bile “asıl” ardında yatan güçler akla gelmeli ve bu tür yüzeysel değişikliklerin dünyayı yöneten ve de TÜRKİYE’yi kendi emellerine yönelik kullanmak isteyen global güç odakları düşünülmelidir.

.  Emperyalizm her yerde ve her alanda ve her yönde, her an kendi çıkarlarına uygun hizmet edecek sistematik yeniklerle, buluşlarla ve operasyonlarla çalışır.

.  Gerçekten Atatürkçü, bağımsızlıktan yana, yurtsever bir kişi olmak için ulusal sınırlara ve üniter devlet yapısına, bugünün anayasal demokratik haklarına ve en önemlisi de yine hukuk devletine tüm güçle ve inançla sahip çıkmak gerekir.

.  Bu konuda iç çekişmelerden ve boş tartışmalardan sıyrılıp “partiler üstü” bakış açısı ile ilkesel bir tutumla, ortak düşüncelerin ve fikirlerin geliştirilmesinde yarar vardır.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.06

 

HER ŞEY AÇIK ve ORTADA

-  HER ŞEY AÇIK ve ORTADA....
.  KİM nedir, ne yapmaktadır, kimden yanadır, her biri çok açık görünmekte....
. ON milyonlarca insan sosyal dengesizliğin, ekonomik ve finansal çöküşün etkileri ile çok sıkıntılar çekerek yaşamaya çalışırken ne yazık ki iyileştirici ADİL ÇÖZÜMLER sağlanamıyor.

.  TÜRKİYE’nin tüm varlıklarıyla, tüm kazanımları ve gelirleriyle, mal varlıklarıyla… karşılaştırıldığında çok büyük bir dengesizlik, adaletsizlik… olduğu açıkça anlaşılıyor.

.  Beslenme ve barınma temel gereksinim iken ve bu alanda her türlü kısıtlamaya ve dikkatli harcamalara rağmen normal bir yurttaşın ödeme gücü bitmiştir.

.  Orta sınıf yok olmaktadır.

.  Emekliler tümüyle ruhsal, ekonomik ve toplumsal bir sahipsiz durum içine düşmüştür.

.  Özellikle muhalifim, halktan, yoksuldan işçiden yanayım… diyen güçler, aklı uygun ve yararlı çözüm yollarını bulamamaktadır.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.08

************************************************

 


FRANSA’DA OLANLAR

 -      FRANSA’DA OLANLAR

. Paris’in kuzey banliyösü Nanterre’de, polis kontrolü sırasında 17 yaşındaki Nahel adlı gencin trafik polisinin dur ihtarına uymamasının ardından öldürülmesi ile başlayan olaylar nasıl anlaşılmalı, nasıl yorumlanmalı?

. Gencin yaşamını yitirmesi, Paris’in banliyölerinden başlayıp tüm ülkeye yayılan bir isyanın ilk kıvılcımını çaktı.

. Fransa banliyöleri 1980’lerin başlarından beri huzursuz.

. Salı günü başlayan gösteriler bugün de devam etti.

. Paris'in bazı bölgelerinde gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

. Banliyö krizinin arkasında birkaç kuşağa uzanan bir sıkışmışlık var.

. Fiziksel ve sosyal olarak merkezden uzak bu göçmen kesim kendisini toplumdan dışlanmış, “değersiz” hissediyor.

. Irkçılık karşıtı ve eşitlik için mücadele yürüyüşü 1983 yılında zemin hazırlamıştı.

. Paris çevresinde, göçmen kökenliler ve işçi sınıfının yoğun yaşadığı ilçelerde, belediyeler büyük ölçüde Komünist Parti’nin elindeydi. Laik Fransız solu hangi etnik kökenden ya da dinden olursa olsun göçmenlere istisnasız sahip çıkmaktaydı. Sol adeta göçmenlerin bayrağı, sesiydi.

1980’lerin sonundan itibaren değişmeye başladı.

. Sol ideolojik planda yavaş yavaş gerileme sürecine girdi ve göçmenlerle ilgili rolünü oynayamaz hale geldi.

.  Bu olaylar Avrupa için ne anlama gelir?

.  Bu olaylar bir toplumsal protesto, bir baş kaldırı, bir öfke patlaması mıdır?

.  Öldürülen genç nasıl bir simgesel anlam taşıyor?

.  Olayları çıkaran kesimin toplumsal yeri nedir?

.  Bu tür olaylardan nasıl bir ders çıkarılmalıdır?

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.08

KAZANIMLAR YOK EDİLİYOR

 - KAZANIMLAR YOK EDİLİYOR

. Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk Kurtuluş Savaşı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl sonra kimlerin, hangi güçlerin saldırısına uğruyor?

. Halk durumun ciddiyetinin farkında olmasın isteniliyor ve halkın çeşitli kesimleri kendilerine göre uğraşılar buluyor, kendilerini avutuyor.

. Gerçeklerden uzaklaşan insanlar, kendi yaşam çemberi içerisinde buldukları ile, sosyal medyada beğeni toplamalarla yaşarken işbirlikçiler, çıkarcılar, bölücüler ve tüm karşı devrimciler her bir yanı sarmaya devam ediyor.

. Farkına varan oluyor mu?

. Cumhuriyetin getirdiği tüm kazanımları tek, tek yok edip yerine neler konulmak isteniliyor?

. Bu gidiş nereye kadar…

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.14

TEMEL SORUN

- TEMEL SORUN

. Gördüğümüz, algıladığımız tüm sorunların, sıkıntıların, yoklukların ve yolsuzlukların temelinde yatan en önemli ve tek temel sorun şudur:
. Çağdaş demokratik bir HUKUK DEVLETİ olamamak.
. Bunun gerçekleştirmesi için mücadele vermek ve istemek birincil koşuldur.
. Diğer her türlü görünen ve görünmeyen sorun ancak bir hukuk devleti olunduğunda çözüme ulaşır.

. Hukukun üstünlüğü ve devlet görev ve yetkilerinin buna bağlı olarak işlerliğinin olması ve güçler ayrımını uygulayabilmek ile toplumsal, ekonomik, finansal… sorunları çözümlemek olasıdır.

. Bunun gerçekleşmemesi durumunda ise her türlü yapay gündem, konuşma ve tartışmalar değer taşmayacaktır.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.15

 

2023-07-10

VERGİLER DEMOKRASİYİ GÖSTERİR

- VERGİLER DEMOKRASİYİ GÖSTERİR

. Bir ülkede yurttaşlar yapılanların ve yapılmayanların neler olduğunu görüp, bilip anlayan ve sorgulayabilen bir düzeye geldiğinde artık gerçek bir demokrasi, işleyen bir hukuk sistemi olduğu anlaşılır.

. Vergiler adil ve hukuksal bir düzen içerisinde düzenlenir.

. Hiç kimse kendi isteğine ve gücüne göre yurttaşlara ya da bir bölümüne vergiler yükleyemez.

. Bilinçli yurttaş hem ülkesine, hem de verdiği oylara sahip çıkar; eşitlikçi ve adil bir vergi sistemini ister.

. Gerçek bir çağdaş demokrasinin olabilmesi de bilinçli ve yurtsever yurttaşlara bağlıdır.

. Bunu söylerken ne bir partiyi, ne de kişileri düşünerek değil, olması gereken uygulamalar olarak düşünüyorum.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.11

 

2023-07-09

EMEKLİNİN DURUMU

 -  EMEKLİNİN DURUMU

.  Emekli çok zor durumdadır, geçinememektedir.

.  İktidarın eğilimine ve isteğine göre verilen emekli aylığı artışı "enflasyonun üst düzeye çıktığı" bugün yaşamın koşullarına uygun değildir.

.  Hukuk devletinin temel ilkelerine uygun, dengeli ve adil bir emekli aylığını sağlamamak ne sosyal devlete yakışır, ne de toplumsal adalete….

.  Emeklinin, ücretlinin ve küçük memurun haklarını arayacak, savunacak hiçbir kuruluş, siyasi parti ve kişi kalmamış.

.  Türkiye bir an önce çağdaş bir düzeye gelsin diye çaba gösterenler, emek harcayanlar, mücadele edenler olmayacak mı?

.  Emekli nasıl anlatsın derdini, sorunlarına nasıl çözüm bulsun?

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.10

2023-07-06

BİLİNÇLİ DAVRANMAK

- BİLİNÇLİ DAVRANMAK

.  Ülkenin geleceğini belirleyecek olan güçler, siyasi partiler artık çok daha açıkça belirli olmalı ve iç çekişmelerini öne süren yeni tartışmalar ve hedef saptırmalardan vaz geçmelidir.

.  Gelecek için demokratik ve çağdaş bir devlet yönetimi isteniliyor ise bunun önceliği sol ve orta sol, sosyal demokrasiden yöne ağırlıkla olabilir.

.  CHP önemli bir konuma ve geçmişe sahip olduğunu daha iyi kavrayıp kendi iç yönetimini ve kadrolarını belirlemelidir.

.  Bugün yapması gerekenleri yapmaması, ertelemesi zarar getirecektir.

.  Yeniden gereksiz tartışmalara girmek ve kamuoyunu oyalamak yararlı olmayacaktır.

.  Parti liderliğine ve öncü kadrolarına kimlerin en layık olduğunun bir an önce saptanması ve yerine getirilmesi gerekir.

.  Bilinçli davranmak ve ideolojik yanlışlara girmemek gerekir.

.     Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.06

LİMANLAR SATILIR MI?

- LİMANLAR SATILIR MI?

.  Ülkenin limanları, hava alanları, denizleri, gölleri, ırmakları, yer altı zenginlik kaynakları, madenleri yabancılara “satılabilir” mi?

.  Bunu düşünüyor olmak “çağdaş bir demokratik devlet” için çok sıkıntılı bir durum değil midir?

.  Ülkenin bir karış toprağı… diyerek yıllardır sahip çıkanlar ise kendi iç çelişkileri ve yapay gündemler yaratmaları ile avunuyorlar iken bir daha düzeltilmesi asla olası olmayacak bu tür tehlikeli işler yapılabiliyor.

.  Ulusunu ve ülkesini seven kişiler ne yapabilirler?

.  Bu nasıl bir çaresizlik durumudur?

.  Kime, kimlere, hangi kuruluşlara ve örgütlere inanıp, güvenilebilecek….

.  Sıradan ve boş işlerle zamanını ve gücünü kullanan milyonlar şu an içinde bulunulan durumun ciddiyetini ve büyük çöküşü anlayacak durumda değil.

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.06



2023-07-04

YÜKSEK DÜZEYDE SESLİ YAYIN

-  YÜKSEK DÜZEYDE SESLİ YAYIN  -
. Elektronik müzik ile yayın yapan, program yapan işletmelerin, turistik tesislerin "çok yüksek" sesle yaptıkları yayın çevrede oturanlara, evlerinde olanlara çok büyük rahatsızlık vermektedir.

. Bu işletmeler kendilerini hep haklı görmekte ve çevreye verdikleri bu rahatsızlıklara çevrede oturanların “hoş görü” göstermelerini istemekteler.

. Turizm sektörüne çok önem verildiğini öne süren Türkiye için bu rahatsızlık ne anlama gelir?

. Müziği aşırı yüksek düzeyde yayınlamakla ülkemize gelen turistlere çok daha mı iyi hizmet edildiğini düşünüyorlar?
. Aşırı düzeyde müzik yayını yapmak ile kimleri mutlu edebiliyorlar?
. Bu durumun bir şikayetçi olanı yok mu?
- Kimlere başvurulabilir, devlet, yerel yönetimler buna nasıl izin veriyor, göz mü yumuyorlar?
- Ülkede bu tür rahatsızlıkları gören, anlayan ve bir çeki-düzen verebilecek yetkililer yok mudur?

- Evinde bu rahatsızlıktan dolayı dayanılmaz sıkıntılar çeken insanlar ne yapsın, bu neyin cezasıdır?
.   Ö
ğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.04, K.

.  Evet, her türlü sorunu, rahatsızlığı, şikayeti duyduğunda ciddiye almayan, gülüp, geçen, önemsemeyen ve "bu da ne ki, daha ne dertler var" diyerek boş veren ... bir toplum olduğumuzu da görüyorum...

.  Ne yazık!


2023-07-01

SIĞINMACI SORUNU

 -      SIĞINMACI SORUNU

.  Dar bir zaman dilimi içerisinde denetimsiz ve de istenilmeden bu kadar çok sığınmacının, yabancının ülkemize girişine izin verilmesi hiçbir akılcı gerekçelerle açıklanamaz.

.  Bu durum bir çevirme, bir sessiz saldırı ve ele geçirme midir?

.  Sosyo-kültürel özellikleri Türk milleti ile bağdaşmayan ve gerçek kökenleri ne olduğu ve hangi hedef ve amaçlarla ülkemize girdilerine sessiz kalınır gibi olduğumuz bu durum toplumun tüm dengelerini ve huzurunu bozacaktır.

.  Uluslararası ilişkilerde uygulanan yöntem ve kurallar uygulanmalı ve her bir gelen mahkemelerce incelenmeli ve gerçekten siyasi nedenlerle ya da ölüm tehditi nedeni ile mi kaçmıştır, araştırılıp, karara bağlanmalıdır.

.  Yoksulluk ve işsizlik, daha iyi bir yaşam istemek için Türkiye’ye girmeleri, izinsiz ve kaçak olarak girmeleri asla kabul edilmemelidir ve geri gönderilmelidir.

.  Türkiye toplumuna uyum sağlamadıkları ve istedikleri gibi ve bizim toplumsal yaşam düzenimize uygun davranmadıkları yolunda haberler ve rahatsızlıklar son günlerde yayılmıştır.

.  Az bir zaman sonra çok daha bölgesel, kentsel işgaller ve Türk milletini dışlama ile karşılaşıldığında gerçek çatışmalar da ortaya çıkacaktır.

.  Avrupa ülkelerinde son günlerde görülen kavgalar ve ciddi çatışmalar dikkatlice izlenmelidir.

.  Öte yandan parasının çok olduğunu duyduğumuz Arap’ların ülkenin bazı yerlerinde çok yoğun bir yerleşim alanına sahip olup, o yerleri ele geçirmeleri çok ciddi tehlikeler yaratacaktır.

.  Hiçbir çağdaş ve uygar devlet bu tür sıkıntıları ve ülkesinin ele geçirilmesine izin vermez.

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.02

***************************************************************///

-   Ümit Özdağ, Türkiye'deki sığınmacı sayısını açıkladı:

-5 milyon kayıtlı, 2 milyon kayıtsız olmak üzere 7 milyon Suriyeli

-2 milyon Afgan -2 milyon Afrikalı -Pakistan, Irak, Kuveyt, Rusya ve Ukrayna'dan gelenler 2 milyon

-Toplam 13 milyon

 

 

BÜTÜNSELLİK VE ÖZGÜR OLMAK

BÜTÜNSELLİK VE ÖZGÜR OLMAK

İnsan her şeyden önce ve her konuda önce üzerine düşeni yapacaktır ki hem vicdanen, hem de evrensel ölçütlerin gözlemlemelerinde doğru değerlendirilebilsin.

İç disiplin ve duyarlılık, aklı, bilgiyi doğru kullanmalarla oluşan bir "oto kontrol" ile insan daha güvenli ve huzurlu yaşayabilir.

Bunu yapmak için de her seferinde düşünmesi ve kendini yönlendirmesi gerekmez.

Zaten, beynimiz bizim onu en baştan beri nasıl yönlendirmek istediğimizi, BEN olarak hangi ilkeleri ve sistemleri kurduğumuzu anlar, algılar ve yine geri dönüşüm olarak da bizi (ben) yönlendirir.

Böyle bir sistemi geliştirmek için de bireyin (ben) her zaman boş şeylerden, boş laflardan uzak, yaptığını ve söylediğini çok iyi kavrayarak, dolu dolu ve çabaya, emeğe dayanan bir dünya (yaşam) kurması gerekir.

Dijital çağda nasıl ki verilerimizi gönderiyor, alıyor, veriyor ve de depoluyor isek, bir akıllı telefonu kullanırken neler yapıyor isek ve ne sonuçlar alıyor isek..... bu şablonun çok, çok karesi kadar bir var sayım ile BEYNİN gücünü ve de çalışma sistemini hayal etmeliyiz.

Yeter ki aklı başında, sağ duyulu ve vicdanlı, özgür düşünebilen insanlar olalım.

İşte tüm bu bütünsellik içerisinde ancak "vicdanen özgür" olarak ALLAH'a sığınabiliriz...

.   Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-20.08.25-J

İMAN ADINA

 İMAN ADINA

Kuru kuruya, ezberle ve öğretilmiş kalıplarla oluşmuş bir şekilsel "iman" ile ancak çevrendeki insanları kandırabilirsin, onların beğenisini kazanabilirsin.

TANRIYI ve tanrısal gücü ancak kendi özünde içselleştirebilirsen bilgiye ve hakikate erişebilirsin.

Yaradan ise ne senin kandırmalarına gelir, ne de senin ona gücün yeter!

Kendine gelince, zaten sen böylesine bir yolu kendine yakıştırdığına göre, YARADAN sana ne yapsın....

Tanrıyı anlaman ve evrendeki izleri kavrayabilmen için ise temiz bir iç dünyan olması gerektiği kadar da çok çalışman, araştırman ve fikir üretebilmen gerekir.

Yaşadığın alan içerisinde her şeyden önce SEN kendine ispat etmelisin "NE" olduğunu...

Güzel bir ahlakın yoksa olur mu hiç?

Emek harcamadan, araştırmadan ve üretmeden, insanlığa bir fikir, bir bilgi sunmadan olur mu?

Ne farkımız kalır ki...

Öğretmen Gönen ÇIBIKCI,   GC-A-20.08.25-İ