2023-07-22

TARİKATLAR

-  TARİKATLAR

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 100. yılına geldiğinde son dönemin en çarpıcı gerçeği ortaya çıktı.

Aslında çok uzun yıllardır oluşan ve yayılan, gelişen apayrı bir dünya gündeme gelmeye başladı.

Tarikatların ne denli güçlü olduğu, halkı nasıl kendilerine çektiği ve örgütlenme modeli üzerine bilgiler, videolar, yazılar, konuşmalar… ortaya çıktı.

Ne yazık ki çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek hedefi olan Türkiye tam tersi bir yola girmiş ve din adı kullanılarak yapılan örgütlenmeler ile siyasi, finansal, medya ve toplumsal güç oluşturmaları gün yüzüne çıktı.

Milyonlarca yurttaş tüm bu gerçeklerden bu yapılanmalardan habersiz ve hiç de ilgilenmeksizin yaşamlarını devam ettirip, çağdaşlaşma hayalleri ile yıllarını geçirdiler.

Tüm bu yapılanmaların anayasaya, yasalara, hukuk devletine ne denli ters olduğunu çok iyi bilmesi ve konunun üzerine gitmesi gereken devlet görevlileri ise nedense hiçbir tepkide bulunmamışlar.

Uzun yıllardır tarikatlar büyük bir hızla yayılır iken ne yazık ki iktidarlar hep onlardan yana olmuş ve devlet olanaklarını da onlara sunmuş.

Öte yandan “demokrasiye bağlı” olduğunu düşünebileceğimiz muhalefet, siyasi partiler, STK, meslek odaları, üniversiteler, aydınlar… hiçbir tepkide bulunmamış.

İnsan haklarına karşı uygulamaların da olduğu, insanların çeşitli yöntemlerle etki altına alındığı büyük bir algı-zihin operasyonları uygulandığı artık bilinen gerçektir.

Az bile olsa ülkenin geleceği, toplumun sağlıklı ve huzurlu olabilmesi için, demokratik devlet uygulamalarına sahip olabilmek için bizlerin bu konu üzerine “araştırmalar, bilgilenmeler” yapabilmemiz çok da zor değildir.

En önemlisi ise boş vermemektir ve bu yapılanmaların “tehlikeli olduğu” gerçeğini ciddiye almaktır.

Devlet, yargı, adalet mekanizmaları da (dediğiniz gibi) üzerine düşeni bir an önce yerine getirmelidir.

Araştırma kitapları, gazeteler, TV haberleri, youtube, Google, VİDEO kayıtları… üzerinden konu ile ilgili araştırmalar yapılabilir.

Yapılmalıdır…

.   Öğretmen Gönen Çıbıkcı, GC-A-23.07.23, G.

 

DOLANDIRICILIK

-   DOLANDIRICILIK

. Hukuk sayesinde ülkedeki tüm insanlar hırsızlığa, dolandırıcılığa ve kandırmaya karşı korunur.

. Hukuk devleti çağdaş ölçütler ile ülkenin insanlarını hırsızlara, dolandırıcılara karşı korumalıdır ve onların haklarını arayabilmelidir.

. Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun ya da başkasının zararına olarak kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına denir.

. Yani dolandırıcılıkta, aldatmayla bir kimsenin zararına bir başka kimseye yarar sağlanır.

. Yargıtay dolandırıcılık suçu için şu tanımı kabul eder:

-  Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 6763 sayılı kanun ile arttırılarak TCK md. 158'de yeniden düzenlenmiştir. Buna göre nitelikli dolandırıcılık suçu işleyen fail, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

- “Dolandırıcılık suçu kaynağını hırsızlıktan alan, ticaret ve sanayideki çağdaş ve aynı zamanda küresel, karmaşık ekonomik ilişkilerin ortaya çıkardığı bir suç tipidir.” (Y-CGK, 1998/6280 E., 1998/359 K.)

. Dolandırıcılık suçu TCK m. 157 vd. hükümlerinde düzenlenmekte olup suçun oluşumundan bahsedebilmek için birtakım şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir. 

. Nitelikli dolandırıcılık suçu suçun temel halinin daha ağır cezayı gerektiren şeklidir.

. Nitelikli dolandırıcılık TCK m. 158 ve TCK m. 159 hükümlerinde düzenlenmiştir.

- Dini inançların istismar edilmesi suçu nitelikli dolandırıcılık suçu örneğidir. Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesinde nitelikli dolandırıcılık suçunun kapsamları incelenmiştir.

Nitelikli dolandırıcılık suçunun dinin istismar edilmesi halinin söz konusu olabilmesi için dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir.

. Nitelikli dolandırıcılıkta dini inançların istismar edilmesi suçundan bahsedilebilmesi için dini kurallara tabi kişilerin önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmış olmalıdır

. Din duyguları istismar dilmiş bireyin mensup olduğu din, mezhep, yol ve inanış türünün çeşitliliği fark etmemekte her şekilde dini duygular sömürülmüştür

. Esas itibariyle nitelikli dolandırıcılığın bu türünde din, bir aldatma aracı olarak kullanılmaktadır.

. Tüm bunların çağdaş bir hukuk devletinde adil yargı makamları tarafından bağımsız mahkemelerce kovuşturulması ve suç unsuru bulunması durumunda ise cezalandırılması gerekir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, GC-A-23.07.15