. TOPLUMUN ÇOĞUNLUĞU
. Bazı kişiler kendilerine değer
verilmediğini, çalışmalarının, yazdıklarının takdir görmediğini düşünürler,
üzülürler...
. Asıl
gerçek ise şudur:
.
Toplumun çok büyük bir bölümünü ve onların asıl özelliklerini daha iyi
kavramakta yarar var:
.
Bu büyük çoğunluğun özelliklerini çok iyi kavradığımızda onlardan çok
beklentimiz olmaması gerektiğini de anlayabiliriz:
·
Okuma alışkanlıkları ve okuma disiplinleri yoktur.
·
Bilgi ve bilinç düzeyleri çok düşüktür.
·
Entelektüel bakış açısına erişememişlerdir.
·
Öğrenme merakları kısıtlıdır.
·
Genel kültür düzeyleri çok düşüktür.
·
Hemen, hemen hepsi "ciddi yazıları"
okumaz ve okumak isteseler bile anlayamazlar.
·
Bilim dili, kültür dili, okur-yazar dili gelişmemiştir.
·
Dünyaya ve toplumlara, insanlara sadece ön
yargılarla bakarlar, durup, düşünüp, incelemezler.
·
Düşünsel, fikirsel birikimleri olmadığı için bir
konu üzerinde görüş bildiremezler, oturup bir yazı yazamazlar. Yazmazlar!
·
Yaşamları boyunca edindikleri kitap, okudukları
kitap sayısı şaşılacak denli düşüktür.
·
Bir konuyu, bir sorunu "şematik" olarak
değerlendirip yanlamasına, derinlemesine bağlantılarıyla birlikte yayıp inceleyemezler;
bu nedenle de sorunsalı kavrayamazlar.
·
Bildikleri kulaktan duymadır ve oradan, buradan
kaptıklarıdır; özgün bir bilgi dağarcıkları yoktur.
·
Analitik bakışa sahip değillerdir.
·
Eleştirel, sorgulayan, karşılaştırmalı araştırmalar
ve incelemeler yapmazlar, yapamazlar.
·
Zamanlarını ve var olan güçlerini boş ve gereksiz
"şey"lere harcarlar.
·
Yaşamdan beklentileri daha çok eğlenmek, gezmek, keyf
almak, güzel yemekler yemek, tatlı sohbetler etmek, çok sıkı dostluklar
edinmek, rahat etmek, sorunsuz yaşamaktır.
·
Emek ve çaba harcamadan, çalışmadan bir şeylere
"sahipmiş gibi" görünmek isterler.
·
"Bilgili, çalışkan, üreten, kültürlü,
entelektüel, aydın, düzgün" insanlara değer vermeyip, onları önemsemez
görünerek kendi boşluklarını kapatmağa çalışırlar.
·
Şirin gözükenleri, tatlı konuşanları çok severler.
·
Yaşamları "beğenilmek" üzerine kuruludur.
·
Önem verdikleri kesim "kendi içinde bulunduğu
sokak", en yakınında bulunup onu pohpohlayanlardır.
·
Yakın çevresi ile konuştukları konular ve
içerikleri, iletişim dilleri hep aynıdır, hep ayni konuları, olayları
yineleyip, dururlar.
·
Sadece kendi dilleriyle, kendi kültürleri ile
anlaşırlar.
·
Ve onlar çokturlar, onlar her yerdedirler, onlar
her mevkidedirler.
·
Ve onlar hep sevilirler, takdir edilirler.
. Öğretmen
Gönen Çıbıkcı; GC-A-22.02.18-A .
******************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder